Ruh ile Yaşam Arasındaki Bağı Kurduğu Söylenen ve Üçüncü Göz Olarak Bilinen: Epifiz
Üçüncü göz muhabbeti, her zaman mistik bir öğe olarak kabul edilse de yapılan çalışmalarla beraber epifiz bezinin bu göz ile alakalı olduğu konusunda ciddi iddialar var.
Peki, bu organ gerçekten var ve ruh ile bağlantılı mı yoksa tüm bunlar birer söylentiden mi ibaret?
Epifiz Bezinin Görevi
Kadim insanlardan günümüze kadar gelen; bunca yıla rağmen gizemini koruyan bu kozalaksı bez, beyindeki küçük bir endokrin-içsalgı bezidir. Asıl görevi seratonin ve melatonin hormonlarını salgılamak olan bu doku parçası hakkında, kökeni antik dönemlere, Descartes’a ve gizem bilime (okültizm) kadar uzanan sayısız hikaye anlatılır…
“Üçüncü göz” ya da “aklın ışığı’’ olarak da adlandırılan epifiz bezinin, meditasyon yoluyla Astral seyahat deneyimi yaşamak isteyen insanın fiziksel ve doğaüstü-spiritüel dünyaları arasındaki geçiş kapısı olduğuna inanılır… Descartes insan ruhunun bu salgı bezinde “oturduğunu” iddia etmiştir…
Yapısal anlamda gözün yapısıyla benzerlikleri olsa da en büyük farkı gözlerimiz ışığa duyarlıyken ve fonksiyonları ortam ışıklı iken devreye girerken, bu bez işlevsel hale geçmek için karanlık ortamı beklemektedir.
Epifiz Bezinin Tarihi